Katya'nın Yazı - Trevanian

22 Ocak 2013 Salı

| | |

Trevanian - Katya’nın Yazı bitti bugün. Dün gece o kadar uykum geldi ki, çok savaş verdim bitirmeden uyumamak için ama 230 sayfayı bir gecede okumak insanı yorabiliyor. Söyleyeceğim çok şey var, ama az şey söyleyeceğim:
Uzun zamandır hem bir solukta bitirmeyi hem de yıllara yayarak okumayı isteyeceğim bir kitap olmamıştı.
Merak duygusunu ara ara azaltıyor, anladım diyorsunuz; her şeyi anladığınıza inandığınız bir anda aslında olayın öyle olmadığını anlatarak merakınız bitmeden kat kat arttırıyor. Bir solukta okunacak kısalıkta, uzun süre etkisi altında bırakacak güzellikte bir kitap benim gözümde kendisi. Yaşanan her olay gözünüzde o kadar güzel canlanıyor ki, film izliyor gibi oluyorsunuz çoğu kez.
Fotoğrafsız alıntılar:
“Sessizliği paylaşırız, el ele tutuşuruz, konuşmaya ihtiyaç duymayız… Yoo, daha iyisi ilişkimiz konuşmanın ötesinde olur.”
“Ben geleceği hep yığınlar halinde ‘bugün’ olmayı bekleyen yarınlardan oluşmuş diye görürüm.”
“Zaman da çelişkili bir tutum içindeydi. Bir yandan donmuş gibi yerinde duruyor, bir yandan parmaklarımızın arasından akıp kaçıyordu.”
“Ama şimdi, yıllar sonra bile kolumdaki elinin basıncını ve sıcaklığını hissedebiliyorum. Sanki sinirlerimin ve kafamınkinden ayrı, kendilerine özgü bir belleği varmış gibi.”
“İnsan doğduğu gibi kalıyor. Şaşırmamak gerekir.”
“Kelimeler oynanmak için değilse, ne için icat edilmiş ki?”
“İnsanın kafasını boşaltıp neşeyi değilse bile en azından huzuru aramayı öğrenmesi şart. Başka nasıl yaşanabilir?”
“…mutluluğumuzu herkesle paylaşırız. Yabancılarla bile. Önemli olan hüznü ve acıları paylaşmaktır.”
“İnsanın kendini farklı sanmasından daha sıradan, daha olağan bir şey yoktur.”
“Ertelenen acı, azalmış acıdır.”
“Gençlik insana geçici bir konuktu çünkü. Yaşlılık ise ölene kadar sizinle beraberdi”
“Acıyı artık duymuyorum. Ama onun acısını hatırlıyorum. Hem de canlıymış gibi.”
Fotoğraflı alıntılar:













0 yorum:

Yorum Gönder