Ha durun, daha anlatmaya devam etmeden bir şarkı sunayım size. Dido - The Day Before The Day
Bugün tam evden çıkmadan kargo geldi. Gerçi bu sefer önceden ananeme tembihlemiştim, "Açma nolursun anane, ben açarken çok mutlanıyorum, heyecan yapıyorum içinde ne olduğunu bilsem de." diye, yine ben hazırlanırken geldiği için alamadım kargoyu adamdan ananem aldı. Kaşla göz arasında dış paketini çıkarmış atmış çöpe. Bu kadar çöplere karşı olan bir insan ben görmedim daha. Ne ara aldın o kargoyu ne ara çıkardın dışarısı be canını yediğim kadın? Neyse ki kutusu duruyordu da onu açarken mutlandım. Kitaplarım gelmiş tabii ki de. Şimdi okuyabilecek miyim? Hayır. Daha uzun bir süre uzaktan bakışacağım sadece. Zira bir milyon adet baloncuk yerine sınavım var. 15 Ocak son gün. Hiç de az kalmamış tarihe baktım da. Sayılı gün çabuk da geçmiyor, kim o yalanı söylediyse...
Aldığım kitaplar mı? Söyleyeyim:
- Hermann Hesse - Bozkırkurdu
- Milan Kundera - Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
- Sevtap Demirci - Belgelerle Lozan
- Gogol - Bir Delinin Anı Defteri
- Adalet Ağaoğlu - Ölmeye Yatmak
- Nurullah Ataç - Günlerin Getirdiği - Sözden Söze
Galiba anlatacaklarım bu kadardı. Gidip biraz değil baya tarih çalışmam gerekiyor. Açıkçası korkuyorum bu hocanın sınavından. 2 sorudan birini seçip yanıtlayacağız ve uzun uzadıya yazmamız, tartışmamız gerekecek sorduğu soruyu. Ben en güzeli gidip hatmedeyim şu kitapları, notları.
Hoş kalınız.
0 yorum:
Yorum Gönder